Kalkınma son elli yılın gerek ekonomi, gerek sosyo-politik gerekse de kentleşme literatürü ve pratiğinin ilgisini en çok çeken konulardan bir tanesidir. Esaslarda üretim araçlarının verimliliğini temel alan ekonomik büyüme bağlamından gittikçe sosyal gelişmenin de amaçlandığı bir çerçeveyi tanımlar olmuştur. Bu kapsam dâhilinde sanayileşme, kentleşme, modernleşme gibi birçok ilintili kavramın yerine kolaylıkla kullanılabilen bir zemine sahiptir. Gelişmiş ülkelerin kalkınma süreçleri, geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler için genelde rol model olarak görülürken bu geniş yelpazede değişen ekonomik, teknolojik ve toplumsal koşullarının etkisiyle kimi zaman başarı hikâyelerini kimi zamanda umut kırıcı başarısızlık hikâyelerini oluşturmuştur.